Bir gölgelik hayat

İnsan hayatı, önümüzü göremeyeceğimiz kadar sisli bir patikaya benzer. Doğduğumuz andan itibaren bu patikanın çevresinden süzülen sesler, fısıltılar, çağrılar bizi kendi yolumuzdan saptırır. Kiminin sesi babasının gençlik hayalleri, kimininki annesinin temkinli öğütleri, kimininki de çağın ruhunu yansıtan o bitmek bilmez “meşguliyet” korosudur… Patikanın sisi içinde kayboldukça, bir an gelir, tüm bu sesler uğultuya dönüşür. İşte o uğultunun ortasında, kendi sesimizin peşine düşeriz. Tıpkı uzak diyarlarda, kayıp bir şehrin harabelerinde yankılanan Anka kuşunun o son çığlığı gibi… Bu çığlık, kayboluşun değil, bulunuşa atılan ilk adımdır. Nitekim kuşların dilini bilen bilge derviş Feridüddin Attar’ın kadim hikâyesinde Simurg’u arayan yolcular, yedi vadiyi aştıklarında aradıkları kuşun kendi suretlerinden ibaret olduğunu anlarlar. İşte o an, patikanın üzerindeki sis dağılmaya başlar.

Bu patikanın en sinsi tuzağı ise “meşguliyet” köşesidir. Sürekli didinmeyi erdem sanırız. Oysa durmaksızın koşan, en çok kaybolandır. Tıpkı bir dönme dolapta savrulan, hareket ettiğini zannedip hep aynı noktada kalanlar gibi. Kollarımız dolu, her yere yetişmeye çabalıyoruz; yüzümüz bitkin ama ruhumuz bomboş. Oysa hayatın en kıymetli anları, durakladığımız o soluklardır. Bir minyatür sanatçısının iğne ucuyla kâğıda nakşettiği sabır ve dinginlik gibi, biz de o minicik, sükûnet dolu anlara odaklanmayı unutuyoruz. Hâlbuki o anlarda, içimizdeki öz sese kulak verme cesaretini göstersek, patikanın sonu beliriverecek.

Bu yolculukta sırtımızdaki yükler de hafif değildir. Başkalarının beklentileri, toplumsal normlar, dayatılan başarı tanımları… Eğitimin, bir zamanlar takılan statik bir madalya değil, sürekli beslenmesi gereken bir nehir olduğunu unuturuz. Diplomanın ömrü, solan bir çiçeğinkini andırır. Bizse o kurumuş bahçelerde dolaşmayı sürdürürüz. Hakiki öğrenme ise bir dervişin ilim aşkına benzer; her an yenilenir, her an yeniden doğar. Bu sürekli keşif hâli, patikanın çıkışına giden yolda en keskin kılavuzumuzdur. Tıpkı bir seyyahın her yeni ufukta eski haritaları bırakıp yenilerini çizmesi gibi…

Peki, çıkış yolu nerede? Stratejik seçim kapısı tam burada aralanır. Önümüzde iki yol uzanır:

Ya bu sisli patikada, başkalarının beklentilerini, “meşguliyet”i ve konforu pusula belleyip, ömrümüzü bir gölge gibi tüketeceğiz. Bu yolda, belki kalabalıklar içinde, cüzdanlar dolgun ama kalpler boş kalacak. Tıpkı eski bir hikâyede, parlayan altını ararken kendi kuyusundaki berrak suyu görmeyen yolcu gibi

Ya da o uğultuyla cesaretle yüzleşip, sisleri dağıtmaya başlayacağız. Bu yolda yalnızlık çekecek, belki yadırganacağız. Fakat her engelde bir arınma yaşayacak, kendimize ait bir hayatın, sanatçının tuvaline ilk dokunuşundaki o saf heyecanı tadacağız. Bu, konforun sıcak kucağından çıkıp meçhulün soğuk rüzgârına göğüs germek demektir. Nihayetinde ise bizi, en gerçek ve otantik benliğimize taşıyacaktır.

Şimdi bütün bu yollardan sonra, mücevherler mahzeninin kâşifi Cemil Meriç’in Bu Ülke adlı kitabından o bilge uyarısı düşer aklımıza bir damla ışık gibi: “Hakikatin ışığını dışarıda arayanlar, kendi lambasını yakmayı unutur.” Bu, bir gölgelik hayattan çıkıp, kendi ışığımızı yakmanın en keskin yoludur. Unutulmamalı ki, hayat size sunulmuş bir tablo değil, sizin çizmeniz gereken bir minyatürdür. Her fırça darbesi, her renk seçimi yalnızca sizin tercihinizdir. Bu minyatürün en değerli kısımları, kendi gerçeğinizle yüzleştiğiniz o kırılgan anlarda belirir. Şimdi soru şu: Kendi minyatürünü çizmeye ne zaman başlayacaksın?

Yazar tarafından

Latif, 1985 yılında İstanbul’da doğdu. Lise yıllarında tasarıma ilgi duyarak grafik tasarım ve kullanıcı arayüzü/deneyimi alanlarında uzmanlaşma yoluna gitti. Çeşitli firmalara profesyonel hizmet sunarak sektörde önemli bir yer edindi. Eğitim seminerleri ve sektörel etkinliklerde yer alarak sürekli öğrenmeyi hayat felsefesi haline getirdi. Ulusal gazetelerde köşe yazıları kaleme aldı. Musiki ve teknolojiye duyduğu ilgi sayesinde, premonisyon temelli veri işleme, yapay sinir ağları ve veri analizi gibi ileri düzey teknolojilerde derinleşti. Yaratıcı düşünce yapısıyla tasarım ve teknoloji alanında yenilikçi çözümler geliştirmeye devam ediyor.

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir